Bölgeye varışımızın ardından Aşk Vadisi'ne çıkarak balonları gün doğumunda seyretme imkanı buluyoruz ve hayalleri süsleyen bu muhteşem manzarayı fotoğraf ve videolarımızla kayıt altına alıyoruz. Ardından kahvaltı molası verip turumuz için son hazırlıklarımızı yapıp güne başlıyoruz. Balonlara binip bu deneyimi yaşamak isteyen misafirlerimiz rehberimizden bilgi alabilir.

Turumuza Göreme Açık Hava Müzesi ile devam ediyoruz ve burada Hristiyanlık öncesi dönemden kalan mezar odalarını kayalar üzerinde görüyoruz. Göreme Açık Hava Müzesi’nde küçüklü büyüklü çok sayıda kilise ile keşiş yemekhaneleri, mezar odaları, kiler ve mahzen görebiliyor ve  Müze alanındaki manastırlarda VII. Yüzyıldan XII. Yüzyıla kadar kilise mimarisini keşfedebiliyoruz. Ardından adını kayalara oyulmuş güvercin yuvalarından almış olan Güvercinlik vadisine geçiyoruz. Bölge halkı 9. Yüzyıla kadar bu güvercinleri besleyip gübrelerini üzüm bağlarında, yumurtalarını ise frekslerin alçılarında kullanmış. Aynı zamanda buradan Uçhisar Kalesini fotoğraflayabiliyoruz. 

Turumuza Paşabağları Açık Hava müzesi ile devam ediyoruz  Eskiden ‘Rahipler Vadisi, bugün Paşabağları olarak adlandırılan bu alan kendine özgü peribacaları ile kaplıdır. Çok gövdeli ve çok başlı olan bazı peribacalarının içlerine şapel ve oturma mekanları oyulmuştur. Üç başlı peribacalarından birinde Aziz Simeon adına yapılmış bir şapel ve inziva hücresi bulunmaktadır. Bu ziyaretimizin ardından isteğe bağlı olarak açık büfe öğle öğle yemeğimizi almak için mola veriyoruz.

Kapadokya’nın günlük yaşamı üzerinde eskiden beri taşların büyük etkisi olmuştur. Taşın konut, ibadethane, mimari dışında kullanıldığı bir başka alan da süs eşyası üretimidir. Özellikle Hacıbektaş çevresinde yoğun olan oniks taşı, san, pembe, kırmızı, beyaz renklerdedir. Damarlı taş adı verilen birden fazla rengi içeren çeşitleri de bulunmaktadır. Üzerine çeşitli motifler işlenen ve biçimlendirilen oniks taşı kişisel süs eşyası ve ev aksesuarı yapımında kullanılır. Bizlerde Taş atölyesi ziyaretimizde bu güzel taşlar hakkında daha fazla bilgi alıyoruz ve ardından Devrent Vadisine geçiyoruz.

Hikayeye göre, Kapadokya’da peri padişahının güzeller güzeli kızı bir çobana âşık olmuş. Peri padişahının tüm engellemelerine karşın kızı çobana kaçmış ve evlenmişler. Zaman içinde bir de çocukları olmuş. Peri padişahı ise bu haberi aldığında daha çok öfkelenmiş ve çoban ile kızını bulması için askerlerini göndermiş. Peri padişahının kızı uzaktan onlara doğru gelen askerleri gördüğünde Tanrı’ya yakarıp, onu ve ailesini birbirlerinden ayırmaması için dua etmiş. Masal bu ya dileği kabul olmuş ve üçü bu üç güzel peribacasına dönüşerek sonsuza kadar bir arada kalmışlar.

Bu hikaye ile Üç Güzelleri fotoğraflıyor ve çömlek atölyesine giderek burada çömlek yapımı hakkında bilgi alıp, bölge kültürünü ve yaşam tarzını daha yakından tanıyoruz. Farklı şekillerde yapılmış olan tüm ihtiyaçlarımıza uygun şekilde çömlekler alabiliyoruz.  

İlk günümüzün sonunda otelimize geçip biraz dinleniyor ve akşam yemeğimiz ile günü sonlandırıyoruz. Dileyen misafirlerimiz Türk gecesine katılmak için rehberimizden bilgi alabilir.

Otelimizdeki sabah kahvaltımızın ardından güne Kaymaklı Yeraltı şehrini ziyaret ederek başlıyoruz. Kaymaklı'nın tarihi M.Ö. 3000 yılına kadar gidiyor. Hititler Dönemi'nde yapılmış bu şehir sekiz katlı. Roma ve Bizans dönemlerinde diğer alanların da oyulmasıyla genişletilerek yeraltı şehrine dönüştürülen Kaymaklı, tüf kayalara oyulmuş. Bir topluluğun geçici olarak yaşayabilmesi için gerekli barınma şartlarına uygun olan alanda, dar koridorlarla birbirlerine bağlanan oda ve salonlar, şarap depoları, su mahzenleri, mutfak ve erzak depoları, havalandırma bacaları, su kuyuları, kilise ve dışarıdan gelebilecek herhangi bir tehlikeyi önlemek için kapıyı içten kapatan büyük sürgü taşları yer alıyor. Günümüzde Kaymaklı Yeraltı Şehri, ziyaretçilerini dört katı ışıklandırılmış olarak ağırlıyor.

Turumuza Narlı Göl ile devam ediyor ve fotoğraf molamızın ardından Aksaray sınırları içerinde bulunan Ihlara vadisi'ne gidiyoruz. Melendiz çayının akan suyunun verdiği huzur ve serinlikle yapacağımız yürüyüşle birlikte bu güzel vadinin keyfini çıkarıyoruz ve öğle yemeğimizi bu bölgede alıyoruz. 

Turumuza Nevşehir'de devam ediyoruz öncelikle bölgenin yöresel ürünlerini alabileceğimiz bir satış noktasına uğruyor ardından dileyen misafirlerimizin ATV sürebilmesi için fırsat oluşturuyoruz. ATV turumuzun sonunda Trabzon'a dönüş yolculuğumuza başlıyoruz.

Kısa molalarımızla birlikte Trabzon'a dönüş yolculuğumuza başlıyoruz ve sabah 07.00 civarında Trabzon'a ulaşıyoruz.